>
“Bugün yazamalı… Yarın yazacağım… Bu haftasonu mutlaka… Akşamları vakit ayırmalı…” der durur ve bir türlü klavyenin başına geçipte yazamazken geçen Kasım ayındaki Japonya yolculuğumu, sonunda geldi tebligat Baraka dergisinin sevgili yönetiminden: “yazıla lütfen”. Bunca ay sonra izlenim ve hislerin insanın hafızasından çıkartılabilmesi için gereken tohumları sabit disklerimdeki paketlenmiş ışık izdüşüm ölçümlerinde bulmak ümidi ile çıktım yazma yoluna. Bu yazıyı da böyle kabulleniniz lütfen: fotoğraflar önde, biz arkada…
Önce hazırlık
Japon Demiryolları’nın (JR) turistler için çıkarttığı, belli bir süreyle neredeyse sınırsız seyehat imkanı sağlayan JR Pass adlı biletler var. Eğer Japonya’ya gidecekseniz, ve birden fazla şehre trenle yolculuk etme niyetiniz varsa, mutlaka gitmeden önce JR Pass alabilme hakkınızı satın almalısınız. Bu belge olmadan, JR Pass Japonya’dan hiçbir şekilde satın alınamıyor.
JR Pass tek başına trene binebilmenizi sağlamıyor: Trene binmeden önce JR Pass’inizi göstererek bilet almanız gerekiyor. JR Pass’inizi Japonya dışındayken almanız gerekse de, tren biletlerinizi almak veya ayırtmak için acele etmenize gerek yok. Elbette bu eğer Japonya’da bir tatile veya özel bir güne denk gelmiyorsanız geçerli. Biz tren biletlerimizi hep yolculuk ettiğimiz gün içinde aldık, ve herhangi bir problem yaşamadık.
Biraz reklam olacak, ama uçuş için biz Türk Hava Yolları‘nın direkt İstanbul-Tokyo seferlerini tercih ettik. THY’nin uzun mesafe uçuşlarında kullandıkları uçaklar görece yeni ve bu nedenle sessiz ve rahat. Özellikle Boing 777’leri tercih etmenizi tavsiye ederim.
Japonya’ya gitmeden önce mutlaka iyi bir turist rehberi almış olun. İnanın, bunu orada arayıp satın almakla uğraşmak istemeyeceksiniz. Biz Lonely Planet’ın Japan (Country Travel Guide) ve Tokyo (City Travel Guide) kitapları ile gittik. Bunları İstanbul’da bulabildiğimiz tek yer Pandora kitabevi idi.
Otel rezervasyonlarını ise erkenden yapmak mutlaka gerekli. Özellikle Tokyo otellerin oldukça pahalı olduğu bir şehir.
Gezi planını yaparken zorlanmadık dersem yalan olur. Bir sürü bileşeni var gezi planı yapmanın. Oteller uygun mu? Yolculuk zamanları anlamlı mı? Gezilecek yerler açık mı? Bir haftalık öyle yoğun bir planlama dönemi geçirdik ki, uçağa bindiğimizde gitmemize gerek kalıp kalmadığı geçti aklımızdan. Neyse ki “çek kenara, ineceğim” diyemiyor insan uçakta.
Sonunda 3 gün Osaka’da kalıp Kyoto ve Nara’ya gidip dönmeye, ve 4 gün de Tokyo’da kalmaya karar verdik.
Sonraki bölüm: İlk durak Osaka. Azzzz sonra!
–eg